12-30-2016, 09:00 PM
2016 OpTic Gaming’in Counter-Strike: Global Offensive’deki ilk yılı oldu. İnişli çıkışlı geçen yıl, son aylardaki başarılı turnuvaların etkisiyle Yeşil Duvar’ı 2017’ye umutla uğurladı.
Her şey 4 ocakta o dönem Conquest ile yollarını ayırmış olan kadronun OpTic Gaming tarafından transfer edilmesiyle başladı. Call of Duty’nin en bilinen organizasyonlarından olan OpTic’in CS: GO’ya adım atması büyük bir heyecanla karşılandı fakat bu ilk adımın Damian “daps” Steele, Shahzeb “ShahZaM” Khan, Keith “NAF” Markovic, Will “RUSH” Wierzba ve Peter “stanislaw” Jarguz ile olması hayal kırıklığını da beraberinde getirdi.
OpTic’in ilk resmi maçı o dönemin CSGOLounge ekibine karşı, ELEAGUE 1. Sezon’a katılmak içindi ve ilk maçından galibiyetle ayrılan OpTic hem prestijli bir turnuvaya katılım hakkı kazanıyor hem de CS: GO serüvenine moralli başlıyordu.

Ancak ilk ciddi sınav olan MLG Columbus’un Amerika Minörü’nde Enemy ve Splyce gibi zayıf rakiplerin gerisinde kalan Yeşil Duvar, yılın ilk majörünü kaçırmış oldu. Başarısız minörden sonra takımın CEVO Gfinity 9. Sezon Finalleri’ne katılım hakkı kazanmasıysa net bir sonuca varmak için erken olduğunu gösteriyordu. İki olumlu performansa rağmen Amerika Minörü’ndeki kötü sonuç, erken bir değişiklikle sonuçlandı ve OpTic ShahZaM’ın yerine genç İspanyol Òscar “mixwell” Cañellas’ı getirdi.
Mixwell hamlesi bir kumardı zira oyuncu gBots ile çıktığı birkaç uluslararası maç dışında pek tanınmıyordu ve OpTic gibi büyük bir organizasyonun beklentileriyle başa çıkabilmesi güçtü. Çok sonraları, özellikle de takım günümüzdeki kadrosuna evrilince görülecekti ki bu transfer, OpTic’i başarıya götüren ana hamlelerden biriydi. Fakat o zamana kadar OpTic daha çok istikrarsız bir görüntü çizmesi gerekiyordu.
OpTic, mixwell ile katıldığı ilk turnuva olan CEVO Gfinity 9. Sezon Finalleri’nde grup aşamasında HellRaisers ve Virtus.pro’nun ardında kalarak elendi ve başlarda ümitli olan taraftarlar arasında Kuzey Amerika takımlar çöplüğüne yeni bir üye daha katılacağı endişesi oluşmaya başladı.
Gfinity’nin ardından oynanan ESL Pro League 3. Sezon Finalleri’nde de takım, gruplardan öteye gidemedi fakat bu süreçte G2 ve dönemin Luminosity, şimdinin SK takımına alınan mağlubiyetler kabul edilebilirdi, Astralis’e karşı kazanılan zaferse ufak bir umut olmuştu.
Sonrasında OpTic’i belki de bir arada tutan ve günümüze gelmesini sağlayan küçük fakat etkili yüksek performans dönemi başladı. ESL One: Cologne 2016 Ana Elemeleri’ne katılım hakkını Amerika Minörü’nü kazanarak elde eden takım, ELEAGUE 1. Sezon’da NiP ve G2’nun ardında kalarak grupta elense de Ana Majör Elemeleri’ni 3-1’lik skorla tamamlayıp ilk majörüne katılmaya hak kazandı.

Majörden önce hem oyuncu hem de koç olarak başarılı işlere imza atan Jonatan “Dewilwalk” Lundberg takıma katılıyor, majördeki grup sonunculuğunun ardındansa bir başka önemli transfer gerçekleşiyor ve Tarik “tarik” Celik, Peter “stanislaw” Jarguz yerine takıma adapte ediliyordu. OpTic, artık ideal kadrosuna bir adım uzaktaydı.
Yeni kadrosuyla IBP Invitational Fall 2016’ya katılan Yeşil Duvar, çeyrek finalde TSM’i geçip yarı finalde SK’yi eleyerek olumlu gidişatın sinyallerini verse de finalde Immortals’a kaybedip ilk uluslararası turnuvasını kazanma fırsatını tepiyordu. Ancak her geçen turnuvada OpTic’in geliştiği göze çarpmaya başlamıştı.
Bu noktada, değişime ihtiyaç duyulduğunun kesin olmadığı bir dönemde stanislaw, Damian “daps” Steele’in yerine geçerek takıma geri döndü ve OpTic, zafere doğru yürümeye, bu kez emin adımlarla başladı. OpTic, yeni kadrosuyla ilk kez ESL One: New York 2016’da yer aldı ve Dünya’nın en iyi ekiplerini bir araya getiren bu turnuvada 6. olmasına karşın seviyelerinin çok üstündeki G2 ve Astralis ekiplerini yenmeleri artık bir şeylerin değiştiğini gösterdi.
Her geçen turnuva, OpTic’i takım sıralamalarında daha üstlere taşıyordu. Bunlardan biri de ESL Pro League 4. Sezon Finalleri’ydi. Gruplardan çıkma başarısı gösteren Yeşil Duvar, yarı finale çıkamadan elense dahi FaZe, dignitas ve EnVyUs gibi ekipleri altına almayı başarmıştı.
Bir sonraki durak Northern Arena: Montreal’di. Grubunu ikinci sırada tamamlayan OpTic, yarı finalde Heroic’i finaldeyse G2’yu geçerek 50 bin dolarlık ödüle ve ilk uluslararası kupasına kavuştu. RUSH ve tarik’in agresifliğiyle mixwell’in olağandışı AWP oyunları onları ciddiye alınacak bir güç konumuna getirmişti.
Hezimetle sonuçlanan DreamHack Winter 2016, bir rüyanın gerçekleşmesiyle çabuk unutuldu. ELEAGUE 2. Sezon’da grubunu fnatic, dignitas ve EnVyUs gibi üç elit seviye takımın önünde tamamlayan Yeşil Duvar, bununla yetinmedi ve sırasıyla mousesports, FaZe ve Astralis’i yenerek yılın en prestijli turnuvalarından birinin sahibi oldu. 400 bin dolarlık ödül, OpTic’e getirdiği güven ve rakiplerine verdiği korkunun yanında devede kulak kalıyordu.

Maksimum özgüven ile ECS 2. Sezon Finalleri’ne giden takım, grupta yalnızca Astralis’e geçilerek FaZe ve Cloud9’ı turnuva dışına itti. Yarı finaldeki EnVyUs galibiyeti finalde Astralis’e karşı alınan bir galibiyetle taçlandırılamasa da OpTic, zihinlerde artık en iyi 10 takım arasındaydı.
Birkaç ay öncesine kadar herhangi bir uluslararası turnuvada yarı finale çıkması sürpriz sayılan bir takımın tartışmasız olarak en iyi 10 takımdan biri haline gelmesi müthiş bir öykü. Ancak bu öykü henüz bitmedi. Yeşil Duvar son olarak ELEAGUE Majör Ana Elemeleri’ni üç galibiyet ve bir mağlubiyetle tamamlayarak ikinci majörüne katılmaya hak kazandı. İlki olan ESL One: Cologne 2016’nın aksine ELEAGUE Majör’de OpTic, gruptan çıkmasına kesin gözüyle bakılan ekiplerden biri.
OpTic’in CS: GO’daki ilk yılı işte böyle geçti. 2017’nin sonunda geriye baktığımızda belki de “OpTic efsanesi işte böyle doğdu.” diyeceğiz fakat öncesinde tarik ve arkadaşlarının son bir görevi var; ocakta gruptan çıkmayı başararak bir sonraki majör için “Efsane” statüsüne sahip olmak.